1 Ağustos 2015 Cumartesi

Çağından önde giden doktorlar...




Sevgili Canan KARATAY hocam,
belki de döneminizin yarım yüzyıl ötesinden gidiyorsunuz...
Tıpkı "mesele, anneye veya bebeğe zarar verme riskine girmeden doğum sürecinin kolay geçmesini nasıl sağlayacağımız değil sadece; bunun ötesine geçmeliyiz. Çocuk doğurmanın, esasen, fiziksel olduğu kadar manevi bir başarı olduğunu da anlamamız gerek... Bir çocuğun doğumu, insan sevgisinin en üst noktada tekamülüdür."* diyen 1900'lerin başında doğup ortalarına kadar yaşamış İngiliz doğum uzmanı Grantly Dick-Read gibi...

Gözlemlediği doğumlar neticesinde doğumda 'korku' duygusunun ağrı sendromuna yol açtığına kanaat getirir, "Korku-Gerginlik-Ağrı Sendromu" diye isimlendirdiği kuramını geliştirir.
Meslekdaşları doğumun ağrısız olabileceği kavramını aklından geçirdiği için bile onun çılgın olduğunu düşünür ve kimse ona kulak asmaz. Daha sonra, 1933 yılında Doğal Doğum adlı kitabının yayınlanmasıyla kuramı biraz dikkat çeker; kitapta, fikirlerini daha da belirgin hale getirir ve aslında bedenin doğumun rahatsızlığını azaltmak üzere mükemmel şekilde donatılmış olduğunu ifade eder. İlaçlar ve forsepsle "dünyaya getirme işini yürütme" ye alışmış olan meslektaşları ona hala kulak tıkar. Korku ve gerginlik olmadığında, kendi bedenlerimizin içindeki bir şeyin rahat bir doğumu kolaylaştıran doğal bir gevşetici salgıladığı kuramı o zaman için fazla radikal bir düşüncedir.
Dick-Read buna bir isim veremiyordu ama doğum yapan kadınlar korkuyla sınırlanmadıklarında daha kolay bir doğuma izin veren harika bir şeyin olduğunu GÖZLEMLERİNDEN biliyordu ve "benim kuramlarım bir laboratuvardan değil, doğum yapan annelerin başucundaki gözlemlerimden çıkmıştır" diyordu.**
Bugün Dick-Read'in söylediği şeyleri kabul ediyor, hatta onun felsefesi ile yetişmiş, bu felsefeye HypnoBirthing Mongan Yöntemi adını vermiş Marie F. Mongan'ı takip ediyor, onun öğrencisi olan eğitimcilerini yurt dışından ülkemize getiriyor, onlardan eğitim alıyor, gebelerimize bu eğitime katılmalarını, kitabı okumalarını salık veriyoruz.


Hal böyleyken, doğuma dair geçmişten günümüze gözlemlerle başlayıp, sonradan kanıta dayalı tıp çalışmalarına dönebilen yaklaşımlar var iken; bugün Canan Karatay hocaya alınan bu tavır nasıl açıklanabilir?
Bir 5, 10, 20 sene sonra söyledikleri kanıta dayalı tıp çalışmaları olursa, bugün şiddetle karşı çıkıp, alaya alan, kızan, iyi oldu diyen kişiler, sağlık uzmanları ne düşünecek, nasıl cevap vereceksiniz? 
O zaman öyle idi, şimdi elimizde kanıt var diyeceksiniz.
Pekii, o kanıtların varlığını yokluğunu bilimsel olarak değerlendirmeye bugünden başlasanız, biraz istatistik, kimya, biyoloji çalışsanız, mesela gebelikteki rutin uygulamalardan birine yönelik bilimsel yeni bir bilgi ülkemizden çıkmış olsa güzel olmaz mı? 
Böyle yaptığınızda belki de HypnoBirthing felsefesi ile doğan bebeklerde görüldüğü söylenen özelliklerdekine benzer nitelikler taşır yeni doğanlarımız, çocuklarımız; kibar, merhametli, özgüvenli ve sevgi dolu bir ülke olur ülkemiz, bunu denemeye değmez mi, ne dersiniz?
*
**HypnoBirthing kitabı Doğal Doğumun Doğuşu bölümü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder